Sınır operasyonu oyunu

Sınır operasyonu oyunu

Tarih bir kez daha gösterdi ki Amerika Türkiye’yi parmağında oynatıyor.  Irak sınır operasyonunun öncesini hepimiz hatırlarız. Türkiye her zaman ki gibi bir bardak suda fırtınalar koparan tavrıyla şovenist haberler ve tartışmaların içine girdi.  Bir yandan askeri yetkililer bir yandan milletvekilleri başladılar kaosu anlatmaya. Ve tabiki halk zaten her zamanki gibi koyun rolünde seyrediyor gelişmeleri. Aslında seyrediyor ama bir şeyin farkında bile değil. Sınır operasyonu olur mu olmaz mı tartışmalarının yaşandığın bir zamanda, Irak’a sözüm ona Demokrasi için giren Amerika Türkiye’ye de bir kılıf bulma çabasındaydı.  Ve buldular da el birliğiyle…

 

   Amerika’nın asıl niyeti farklıydı tabiki. O bir taş ile 3 kuş vurma çabası içerisindeydi. Hem Türkiye’ye sözüm ona yardım edip Irak’a saldırmasına izin verecekti, hem Irak’ın bütünlüğünü koruyacaktı, hem de Afganistan’a saldırı için zemin hazırlayacaktı.  Amerika’nın asıl düşündüğü bu 3’lü oyun idi. Türkiye’ye yardım etmesini tek koşulu Türkiye Afganistan’a asker gönderecekti. Yani daha açıkçası şu; Türkiye Irak’a saldırmak istiyorsa bunu yapacak ancak Afganistan’a da saldırı yapıldığında Türkiye’de katılacaktı. Bu fikir Türkiye’ye başta çok cazip geldi. Çünkü şoven duygularla hareket eden Türkiye  “Irak’a girip birkaç günde tüm meseleyi kökünden çözecekti”  Ancak beklenen gibi olmadı ve her zamanki gibi fiyasko ile sonuçlandı. Hava ve kara saldırısından sonra görülen şu oldu. Saldırının ilk günlerinde bile Türk ordusu zahiyat vermeye başlamıştı. Ve sanıldığı kadar kolay olmadığı fark edilmişti. Üstelik Irak karşılık vermeye başlamaya hazırlanmıştı ki bu daha kötü bir sonuç doğururdu. 8 günlük harekatın bilançosunu Genel Kurmay açıklasa da ve az zahiyat verdik denilse de sonuç itibariyle ölen zavallı askerler oldu. Ve anaların yüreği yandı. Bu da Türkiye için iyi bir sonuç olmadı. Her ne kadar şoven duygularla tv kanallarında askere gidelim, seferberlik çıksın giderim şovları yapılsa da bilinen odur ki aslında savaşa kimse çocuğunu göndermek istemez. Türkiye’de açık bir kamera gören vatandaşlar birden bire başka insan oluveriyorlar. Ve anlamsız sözler sarf etmeye başlıyorlar. Bu tamamen bilinçsizce yapılan bir olgudur. Çocuğunu kurbanlık koyun gibi askere gitmesi için otobüse bindiren anne kamera kapandıktan sonra kendi gerçek dünyasına dönüyor ve kendi eliyle çocuğunu ateşe ittiğin fark ediyor. Tabi bir de ölen askerlerin ailesini düşünmek gerek. Davullu zurnalı gönderilen evlat 8 gün içinde tabut ile dönüyor.  Bilinmelidir ki orda veya burada ölen askerler sadece vatandaş grubunun evlatlarıdır. Hiçbir üst düzey yetkilin evladı böylesi bir çatışmada ölmez. Bırakın böylesi bir çatışma ortamına girmesini tatil askerlikten başka bir askerlik yapmazlar. Yani sonuç itibariyle bir yürek yanıyorsa bu zavallı insanların yürekleridir.

 

   Amerika’nın oyununu fark eden hem Türk ordusu hem de Irak tüm gerçekleri gözleriyle gördüler. Türkiye’ye saldırı için yardım eden Amerika aynı zamanda Irak’a bütünlük sözü veriyor.  PKK’nin bitirilmesine yardım eden Amerika aynı zamanda “keşke PKK hep terörize olarak kalsa” diyor.  Ve bunu Beyaz Saray’da açıklamaktan da çekinmiyor.  Görünen köy görünüyordur zaten, kılavuza gerek kalmamıştır. Türkiye’nin de Amerika’ya ihtiyacı yoktur. Afganistan’a girmesi demek Türkiye’nin tüm anlamıyla bitmesi demektir. Bu oyun eski oyundur. Bunu Osmanlı da gördü Türk de gördü Kürt de gördü.  Kardeşi kardeşe kırdırmak öteden beri Amerika’nın işidir. Ve kendi senaryolarıyla yaptırdığı savaşta da “büyük abi” rolünü üstlenmektedir.  Herkese yardım elini uzatır gibi yapar ve kendini dost yanlısı gösterir.

 

   Uzun lafın kısası, bu tür oyunlar tekerrürden ibarettir. Türkiye 25. defa sınır operasyonu yaptı ancak yine hiçbirşeyi halledemedi. Ekonomik sıkıntının yetmediği gibi, bu kadar büyük bütçeli bir sınır operasyonunun da ne kadar ekonomik sorun yaratacağını siz tahmin edin. Yani her ne olduysa zavallı insanlarla oldu…

 

   Saygılarımla…

Leave a Reply