TRT HANGİ KÜRD’ÜN PEŞİNDE?

TRT HANGİ KÜRD’ÜN PEŞİNDE?

Bu ne yaman çelişki…  Türkiye’de devletin üst düzey yetkilileri Güneydoğu’ya geldiğinde birden bire Güneydoğulu olur. Ama her ne hikmet ise batıya gittiğinde unutur herşeyi. Hatırlarsanız Başkakan Erdoğan da Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır’dan geçer diyenlerdendi. Ama sonra çark edip Diyarbakır’ı yok sayanlardan oldu. Şimdi TRT aynı mantıkla haraket ediyor. Düşünsenize yıllardır yok sayılan bir dil, bir ırk, bir kültür birden bire Tv kanalında yer alacak. Bu nasıl olacak? hangi dili yansıtacak orası da meçhul zaten…!

Çok eskilere gitmeye gerek yok. Yakın bir tarihte bile Newroz ‘u kabul etmeyen bir anlayış birden bire nevruz bizimdir demeye başlamıştı. Hiç sindiremediği renkleri sahiplenip bu renklerin sahibi biziz demişti.  İyi de ne oldu da birden bire oldu bu değişiklik. Çocukların Kürtçe isimlerine izin verilmezken, Kürtçe müzik dinlediği için linç edilmişken, evleri taşlanmış, dükkanları yağmalanmışken ne oldu da şimdi Kürtlere bir kanal vaad ediyorsunuz. 

Kanal Heşt mi olacak kanal Şeş mi olacak tartışmasına girerken, asıl unuttuğunuz şeyin bu kanalın içeriğinin ne olacağıdır. Diyarbakır başta olmak üzere bir çok şehirden sanatçılar, gazeteciler, müzisyenler ile görüşen TRT, programcı arayışına girerken Kürt aydınları neden bu projenin içinde yer almak istemedi? Durup düşünmek gerekir biraz. Kürtçe televizyon imkanı vereceksiniz ama yapılacak programlar ve yayın hakkında daha net birşey yok. Hangi Kürt kabul eder ki bunu. Miladtan kalma TRT belgesellerini Kürtçe seslendirmekle, İzzet Altınmeşe ve benzeri sanatçıların Kürtçe müzikten çaldığı ezgileri orjinal halleriyle seslendirmekle, bir iki çizgi filme Kürtçe dublaj atmakla kanal olmaz.  Kürt tarihini Kürt dilini kabul etmeyen bir anlayış hangi Kürd’e yayın yapacak. Yoksa TRT’nin yayın yapacağı başka bir Kürt mü var ?   Diyelim ki müzik programı sunulacak. Sunulan müzik programında Kürt müziğinden ne kadar bahsedebilecek sunucu, tarih programı sunan bir sunucu daha Diyarbakır’ın gerçek adının Amed olduğunu kabul edemeyen bir zihniyette nasıl olur da Amed tarihini anlatabilecek?  Kürtler için kart kurt sesi diyen paşaların zihniyeti ile yayın yapılacak ise boşuna kimse yormasın kendini ve boşuna vergi toplamasınlar zavallı vatandaşlardan. Çünkü ‘Esmer Türkler’ tabiriyle yaklaştığı bir ırka şirinlik yapma bahanesiyle Anadolu’dan Görünüm benzeri programlar yapmak hiçbir katkı sağlamaz kürt vatandaşlara.
 
Madem kabul ettiniz bu bölgeye bilinçli bir haksızlık yapıldığını, ezildiğini, hor görüldüğünü. O zaman kardeş olarak kabul ettiyseniz Kürtleri bırakın da Kürtçe olacak televizyonda Kürtler kendi benliğini bulabilsinler. Kürt kültürüne hizmet eden bir anlayışla yayın yapılırsa başarılı olur. Ancak görünen köy kılavuz istemez.  TRT aylardır Diyarbakır’da programcı arıyor. Ve bizim görüştüğümüz bütün sanatçılar, şairler, müzisyenler aynı şeyi söylüyor. Eğer bu kanal gerçekten de Kürt diline ve Kürt kültürüne hizmet edecekse biz gönüllüyüz.  Ama aksi durumda kapımızı çalmayın. Hatta böylesi çirkef bir teklifi Diyarbakır’a sunmayın.
 
Gelelim sözün özüne.  Kürt alfabesinin, kültürünün, ırkının, varlığının kabul edilmediği bir yerde devlet eliyle Kürtçe televizyondan bahsetmek mantıksızlık olur.  TRT önce nasıl bir politika benimseyeceğini ve nasıl bir yayın akışı izleyeceğini kabul ettirmeli Kürtlere. Aksi durumda hiç bir Kürt aydını bu Kürtçe kanal masalına kanmayacaktır.  Elinizi taşın altına koyun artık. Kürtlerin sizden istedikleri sadece insanca değer görmek ve kültürünü, dilini, dinini, özgürce yaşayabilmek. Türk’ten devşirme bir Kürt yaratmaya çalışmak  bölücülük olur. Ve bu mayın ile oynamak kadar tehlikeli olur.  Başta devlet yetkilileri bu politikayı değiştirecek, sonra TRT ve benzeri kurumlar aracı olacak. İşte o zaman Kürtler size seve seve program da yapar kendini dışlanmış da hissetmez…

Leave a Reply