Mahsun ve Güneşi Gördüm

Mahsun ve Güneşi Gördüm

Mahsun Kırmızıgül müzikteki başarılarına sinema sektöründe her geçen gün bir yenisini ekliyor. Beyaz Melek ile yakaladığı başarıda hepimizi şaşırtmıştı. Benim gibi düşünen bir çok kişi vardı. Mahsun’un filmi ise eskilerine yani dizilerine benzer diye başarısız olacağını düşünmüştük. Ve Mahsun Kırmızıgül başta beni olmak üzere bir çok kişiye bu düşüncenin aksini kanıtladı ve ortaya çok güzel bir film çıkardı. Şimdi “Güneşi Gördüm” ile bu başarısında ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Profesyonel bir ekip çalışması ve kalite kokan bir film.

 
    Filmi izlemek için oldukça uzun bir süre kuyruk beklemek zorunda kaldım. Ve herkes aynı film için kuyrukta bekliyordu. Vizyonda bir çok film olmasına rağmen.  Filmin en başından sonuna kadar ilgi ve beğeni ile izledik. Mizahi yanları olduğu kadar düşündüren ve ağlatan sahneleri de oldukça başarılı.  Mahsun’un bu filmini konu almamın sebebi ise; oldukça cesur bulduğum içindir. Bana “Işıklar Sönmesin” i hatırlattı. O dönemde yine oldukça cesur bir filmdi.  Ama şu bir gerçek ki Mahsun’un filmi “Güneşi Gördüm” profesyonel bir çalışma olarak kokuyordu. Ve aradan geçen bunca zamanın vermiş olduğu bir cesaret vardı. Özellikle bazı replikleri dikkate aldığımızda Türkiye’deki anlasız savaşı gözler önüne seriyordu.
 
iki kardeş (biri asker biri gerilla) karşı karşıya geldiklerinde asker olan kardeşin sorduğu soruya gerilla olan kardeşin vermiş olduğu cevap aslında tüm gerçeğiyle günümüzü yansıtıyordu.  “Savaşta karşı karşıya gelsek ne olacak abi”  “ben ölürsem terorist sen ölürsen şehit olacaksın” cümlesi aslında bu ülkedeki anlamsız savaşın en cesur sözleriydi. 
 
35 bin insanın köylerinden zorla göç ettirilmesini anlatan filmde hem dramatik sahneler hem de mizah aynı anda kullanılmış.  Oyuncuların performansı göz önünde alındığında oldukça iyi bir film.  Devletin bilerek veya isteyerek bir dönemler Güneydoğu’ya yaptığı haksızlığın küçük bir göstergesi olan Güneşi Gördüm aslında biraz da devlete karşı yapılmış bir film. Adeta Güneydoğu’dan yani Kürtler’den özür dileyin dercesine içtenlikle işlenmiş bir konu.  Altan Erkekli’den tutun da Emre Kınay’a  Mahsun Kırmızıgül’den tutun da çocuklara kadar herkes iyi performans sergilemiş bu filmde.  Oldukça yüksek bir izlenme başarısı elde edeceğine inanıyorum. 
 
Film bitiminde çıkışta herkesin yüzünde aynı ifadeyi gördüm. Bir burukluk vardı. Kendini hem mağdur olmuş Kürtler’in yerine koyuyordu izleyici hem de onları mağdur eden devletin yerine. Yani Kürt izleyiciler mağdur edildiğini bir kez daha izlemiş olurken Türk izleyiciler de “evet, devlet gerçekten haksızlık etmiş” düşüncesine kapılıyordu.  Bu filmi elbette eleştirenler de olacaktır. Ama şu bir gerçek ki Türkiye’nin gerçeğinden bir kesit yansıtıldı bu filmde. Ve belki de en güzel söz Ali Sürmeli’nin filmdeki repliklerinden biriydi konuyu bütünlemek için.  Kürtler baskıya ve ezilmişliğe karşı “dağlara gel dağlara” derken, devlet de “dağlar seni delik deşik ederim” dedi. 
 
Mahsun’u ve tüm ekibi bir kez daha tebrik ederken, bu ülkede artık bu tür sorunların olmasını istemediğimizi belirtmekte de fayda görüyorum.  Güneşi gördüm…

Leave a Reply