Medyanın şehit aileleri bölücülüğü

Medyanın şehit aileleri bölücülüğü

Televizyon izlerken tahammül sınırlarımızı zorlayan haber bültenleri  var. Bilindik bir manzara aslında ama yine de ısrarla tekrarlarlar aynı görüntüleri. Üstüne bir de müzik eklediler mi tamamdır. Hangi kanalı çevirirseniz çevirin benzer bir manzara ile karşılaşırsınız. Şehit aileleri ve onların sitemlerini dile getiren görüntüler.

Türk basını ancak bu kadar rezil bir durumda olabilir. Sorgucu ve gerçekçi bir basın olmaktansa bazı kesimlerin istediği haberleri yapmak onlara daha zevkli ve çıkarcı geliyor. Şehit ailelerinden bahsediliyor haber bültenlerinde. Ama bu durumun bile bölücülüğünü yapıyor  medya.  Nasıl mı ? Çok basit bir şekilde. Bugüne kadar izlediğiniz şehit aileleri görüntülerinin kaçı güneydoğuya ait. Ekranı kaplayan ve tüm ana haber bültenini meşgul eden bu görüntüler genelde iç anadolu ve benzeri yerlerin görüntüleri. Bu yazıyı yazmadan önce defalarca düşündüm. Ancak tahammül sınırlarımı zorlayan haber bültenlerini ve bölücü medyanın dayattığı şehit aileleri kaosuna bir bakış açısı getirmek istedim.
Bütün medyanın da bildiği gibi aslında söz konusu savaşta en çok Güneydoğu kaybetti evlatlarını. Gerilla ailelerinden bahsetmiyorum bile. Asker ailelerinden bahsediyorum. Hakkarili gençler, Diyarbakırlı gençler, Mardinli, Bingöllü vb. Yani bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılıp hayatını kaybeden askerlerin çoğunluğu Güneydoğu’dan. Peki bu kadar çok askerin hayatını kaybettiği bu bölgede haber bültenlerini meşgul eden bir eylem gerçekleşmezken, nedir bu izlediğimiz kaos görüntüler. Medya neyin peşinde?  Bu savaşta çıkarı olan kim?   İnsan olarak yaşadığım bu topraklarda, bu ülkede hiç kimsenin ölmesini istemem bu tür nedenlerden. Barışı ve kardeşliği isterim. Ama izlediğimiz haber bültenleri neyin amacını taşıyor. Bu nasıl bir bölücülük. Bayburtlu asker ailesi şehit ailesi oluyor da Hakkarili aile neden şehit ailesi olamıyor. Neden onların da fikirlerini taşımıyorsunuz ekrana. Onların da söyleyecek sözü yok mu? Ama belli ki sizin  habercilik anlayışınıza girmiyor Güneydoğu. Veya kelimenin tam anlamıyla körsünüz. Görmüyorsunuz veya görmek istemiyorsunuz gerçekleri.
 
Bu zavallı durumdan biran önce kurtulmanız gerek. Bu ülkede hayatını kaybeden her evlat aynı değerdedir. Hakkari’den Bayburt’a kadar aynı değeri taşır. Ama medya bunun farkında mı orası şüpheli…
 
Gelelim bir diğer ayrıntıya.  Yine şehit aileleri gösterilerinde herkesin gözden kaçırdığı bir unsur var. Daha doğrusu görüp de görmemezlikten geldiği bir unsur. Bu da ikili basın anlayışının en belirgin özelliği.  Geçtiğimiz günlerde gazi olmuş askerlerin madalyalarını ve plaketlerini yere attığını defalarca haber bültenlerinde izledik. Durumu anlıyorum. Ama bir ayrıntı varki basının gerçekten de iki yüzlü olduğunu gösteriyor. Yere atılan ve parçalanan hatta basılan plaketlerde Türk bayrağı var. Hani şu anlı şanlı dediğimiz ve asla yere altılmaz dediğimiz bayrağımız. Peki ne oluyor da herkesin gözü önünde yere altılan bu bayrak o bayrak olmuyor. Hani bayrak ayaklar altına alınamazdı ?  Hani küçük düşürülemezdi?  Hani herşey vatan içindi? Hani o bayrak için ölünürdü?  Şehit aileleri ve gazilerin yaptığı gösterilerde defalarca yere altılan plaketlerde bayrak olduğunu unutmayın. Basın bunu görmezden gelse de biz görmezden gelemeyiz.
Gelelim madalyonun öteki yüzüne. DTP mitinglerinde veya kongrelerinde bütün basının objektifi Türk bayrağı ararken, hatta bazı objektifler bayrak yere düşse de haber yapsak diye beklerken neden şehit aileleri ve gazilerin gösterilerinde bu hassasiyeti göstermiyor. Aslında hepimiz bütün gerçeklerin farkındayız. Ama ne yazıkki Türkiye’de işler böyle yürüyor. O plaketi güneydoğulu bir ailenin ferdi kırıp yere atsaydı şimdiye kadar haber bültenleri kıyameti koparmıştı. Ve savcıların hemen hemen tamamı davalar açmıştı. Ama ne şehit ailelerine ne de gazilere aynı tutum sergilenmesini beklemek her halde şuanki Türkiye’de hayal olur. Bu durum da basının ve yargının ne denli bölücülük yaptığının en belirgin göstergesidir. Bir gün olsun Hakkarili asker ailesiyle röportaj yaptınız mı? Onlar ne diyor bu açılım hakkında diye sordunuz mu?  Ama neden sorasınız ki? Sizin istediğiniz barış değil, sizin istediğiniz gözyaşının son bulması değil, siz kan ile beslenmeye devam etmek istiyorsunuz. Siz bölücülük yapmaya devam etmek istiyorsunuz.
 
Unutmayın ki Türkiye değişiyor. Ve artık bu topraklarda yaşayan her halk hakkını biliyor. Siz isteniz de istemeseniz de bu topraklardaki hakkını biliyor. Ve sizin bilmediğiniz birşeyleri daha biliyorlar. Kardeş halkların birliğinin daha güzel birşey olduğunu da biliyorlar. Yakın bir gelecekte bunu size de öğretecekler. isteseniz de istemeseniz de..

Leave a Reply